Endüstiyel gelişmelere paralel olarak elektrik enerjisinin insan yaşamındaki yeri her gün biraz daha artmaktadır.
Günlük yaşantımız içinde, elektrikli cihazlarla adeta birlikte
yaşamaktayız. Bu sebeple, elektrikle ilgili kazalar da, diğer nedenlerle
meydana gelen kazalara oranla daha büyük ölçülerde can ve mal kaybına
sebep olmaktadır. Kazaların önlenmesi konusunda alınması gerekli
güvenlik tedbirlerinin yanında özellikle elektrik çarpması durumunda
yapılacak ilk yardım uygulamaları, pek çok kazalının yeniden hayata
döndürülmesini sağlayabilmektedir.
Elektrik enerjisi insan organizmasında,
1. Şok, bilinç kaybı
2. Çeşitli derecelerde yanıklar,
3. Kasılma ve kramplar
4. Böbreklerin çalışmasının bozulması. Solunum ve kalp durması gibi olayları meydana getirir.
Elektrik çarpmalarında,
1. Vücuttan geçen akımın miktarı
2. Akımın geçtiği yol,
3. Akıma maruz kalma süresi,
4. Vücut direnci, önemlidir.
Örneğin göğüs bölgesinden geçen akım, göğüs kaslarında kramplar
oluşturabilir ve solunum durabilir. “ 20 m. A. den büyük akımlar” kalp
kaslarının uyarılması, kalpte elektrik dengesinin bozularak durmasına
yol açar (Kalp Fibrilasyonu),
Zararsız küçük akım çarpmalarında da korku sebebiyle düşme, çarpma gibi mekanik nedenle kazalar meydana gelmektedir.
İnsanın hissedebileceği akım, 0.01mA`den başlamakta, 15-25 m.A`e kadar büyük bir tehlike oluşturmamaktadır.(I.Bölge)
50 m.A`e kadar (II.Bölge) olan akımlarda 30 saniyeden sonra bilinç
kaybı, 3-4 dakika içinde de solunum ve kalp durması ile ölüm meydana
gelebilir. Yapay solunum ve kapalı kalp masajı ile kazalının hayata
döndürülmesi mümkündür.
2.ve IV. Bölgeler de ise, akciğer ödemi, bilinç kaybı, yanıklar, ark
sebebi ile oluşan tehlikeli yanıklar, böbrek arızaları gibi ciddi
sonuçlar meydana gelir (100 – 200 m.A.)
Kazalının durumuna göre gerekli yardım teknikleri uygulanır.
Yapay solunum ve
Kapalı kalp masajı
Elektrik çarpmaları genellikle solunum ve kalp durmasına neden olur.
Beyin dokuları ancak 3-5 dakika oksijensiz kalmaya dayanabileceği için,
kazalı süratle akımdan kurtarılır, güvenli bir yere alınır. Sert bir
zeminde sırt üstü yatırılır. Soluk yolunun açılması için çene ucu, kemik
kısmından tutularak yukarı kaldırılır ve diğer elle alın aşağı doğru
bastırılır. Burun kanatları baş ve işaret parmakları ile sıkıştırılır.
İlk yardımı yapan kişi derin bir soluk alır, ağzını kazalının ağzı
üzerine sıkıca kapatıp nefesini kazalının akciğerine gönderir. Kazalının
göğüs kafesi şişer, ilk yardımcı doğrulur ve tekrar derin bir soluk
olarak bu uygulamayı devam ettirir. Her 2-3 saniyede bir soluk
verilmelidir. Eğer ağızda dişlerde herhangi bir yara, kanama varsa, çene
ucu ağzı kapatacak şekilde yukarı kaldırılır, ilk yardımcı soluğunu
kazalının burnundan vererek ağızdan-buruna tekniği ile uygulamayı
sürdürür. Her soluk vermede kazalının göğüs kafesinin şişmesi ve inması
takip edilmelidir.
Başlangıçta 8-10 soluk verilir. Sonra hemen kazalının boynunun yan
tarafından şah damarına parmakla basınç yapılarak kalp atışları kontrol
edilir . Eğer kalp durmuş ise hemen kapalı kalp masajı uygulamasına
başlanır.
Kazalının göğüs kısmının yan tarafına diz çökülür. Sternim (göğüs)
kemiğinin tam orta kısmına, iki el üst üste konarak, göğüs kafesinin
2.5-3 cm. Esnetecek bir güç ile pres yapılır. Pres, yani kalp masajı
temposu “1001, 1002,1003,...” diye sayılarak 1015 kadar devam ettirilir.
Tek ilk yardımcı “2 nefes, 15 pres” şeklinde uygulama yapar. İki ilk
yardımcı varsa, biri yapay solunum yapar ve bir nefes verir, diğer kalp
atışları yoksa 5 pres yapar “bir nefes 5 pres,” Şah damarı, kalp presi
yapmadan önce kontrol edilmeli, kalp atmıyorsa klap masajı (presi)
yapılmalıdır.
10 yaşına kadar çocuklarda uygulama “1 nefes, 5 pres” şeklinde yapılır. Klap presi tek el ile uygulanır.
Bir yaşına kadar bebeklerde 1 nefes verilir ve kalp masajı tek elin iki
parmağı ile yapılır. “1 nefes, 5 pres” bebeklerde kalp atışları kol
atar damarından, üst kolun iç kısmından parmakla baskı yapılarak
kontrol edilir.
Günümüzde, yapay solunum ve kapalı kalp masajı uygulamaları ile bir çok
kazalının yeniden hayata döndürülmesi mümkün olmaktadır.
Bu tekniklerin öğrenilmesi, bir insanlık görevi olarak kabul edilmelidir.
Bu haberi paylaş